AK Parti Erzurum Milletvekili Abdurrahim Fırat geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Erzurum’a yeni stadyum, komando tugayı ve bedelli askerlik eğitim merkezi gibi projelerin kazandırılacağını söyledi. Fırat’a göre bu adımlar, şehrin geleceğini güçlendirecek yatırımlar.
Kulağa hoş geliyor, değil mi?
Ama her şeyden önce vatandaş olarak ben şu soruyu sormak zorundayım: Gerçekten yatırım mı?
Yatırım, bir şehrin ya da ülkenin gelecekte üretim, istihdam ve gelir yaratması için yapılan harcamadır. Yani bir yatırım, bugünden kaynak ayırır ama yarın daha fazlasını getirir.
Bir fabrika kurmak, tarım altyapısını güçlendirmek, teknoloji merkezi açmak, gençlerin eğitimine yatırım yapmak — bunlar gerçek yatırımdır. Çünkü üretim doğurur, iş doğurur, değer yaratır.
Gelelim Erzurum’a…
Yeni stadyum elbette güzel bir proje. Şehre modern bir spor alanı kazandırmak hem imaj hem sosyal yaşam açısından önemli. Ancak stadyumun ekonomiye etkisi sınırlıdır. Maç günleri birkaç gün hareket olur, esnaf kazanır ama kalıcı üretim yaratmaz. Yani bu proje, sosyal altyapı yatırımıdır, ekonomik değil.
Komando tugayı kurulması, askeri ve stratejik açıdan önemli bir hamledir. Ancak bu tür yatırımların ekonomik getirisi dolaylıdır. Personelin harcaması, şehir ekonomisine bir miktar canlılık getirir, ama yine devlet bütçesinden karşılanan, üretim yaratmayan bir faaliyettir.
Bu nedenle, güvenlik yatırımı olarak görülebilir, ama ekonomik kalkınma anlamında sınırlı bir etki yaratır.
Bedelli askerlik eğitim merkezi projesi de benzer şekilde, geçici bir ekonomik hareketlilik sağlar. Binlerce gencin dönemsel olarak şehre gelmesi otelleri, lokantaları, ulaşımı canlandırır. Ama bu da kısa sürelidir. Gençler gider, şehir eski temposuna döner.
Yani yine kalıcı yatırım değil, dönemsel harcama etkisi yaratır.
Dolayısıyla, vekilin bahsettiği projelerin her biri şehre katkı sağlar; bunu inkâr etmek haksızlık olur. Ancak bu katkı “yatırım” tanımının tam karşılığı değildir. Bu projeler, daha çok devlet harcaması ve kamu altyapısı niteliği taşır.
Erzurum’un gerçek anlamda kalkınabilmesi için üretime dayalı yatırımlara ihtiyacı var.
Sanayi, tarım teknolojileri, lojistik merkezleri, yenilenebilir enerji tesisleri, bilişim altyapısı gibi alanlara yönelmek gerekir. Çünkü ancak bu tür projeler şehre kalıcı istihdam, gelir ve nüfus tutma gücü kazandırır.
Bugün Erzurum’un en büyük ihtiyacı “para harcayan değil, para üreten” yatırımlardır.
Siyasi söylemlerle değil, stratejik planlarla büyüyen bir Erzurum hayal ediyorsak; beton değil, üretim konuşmamız gerekiyor.
Bu yazımın özü şudur: Erzurum’a her proje kıymetlidir, ancak her proje yatırım değildir.
Yatırım, üretim ve istihdam yaratandır.
Vekilin açıkladığı projeler şehirde geçici bir canlılık sağlayabilir ama Erzurum’un kaderini değiştirecek asıl güç, sanayiye, teknolojiye ve üretime yapılacak kalıcı yatırımlardadır.
Erzurum artık harcanan değil, kazandıran yatırımları bekliyor