Sevgisizlikle mücadele eden insanların cevaplayabilmek için akla karayı seçtiği bir soruyla giriş yapalım meseleye.
Sevmek nedir?
Herkesin apayrı cevaplar verebileceği ucu bucaksız olan ifadeler, yaşam boyu uğranılan muameleyi ve mücadeleyi özetler. Sizler için yanıtlarken üzerimde geçmişin izlerini yansıtacak olmamın tedirginliği var. Yüzündeki acı tebessüme gözyaşlarının eşlik edemeyeceği hiçkimse okumasın...
Sevilmemiş insanların sevmek için gösterdiği mübareze,ufacık yüreklerden esirgenen sevgi,sevilmenin dövülmek olduğuyla yetişmiş her kadın yahut da sevgi görmek için kendinden vazgeçmesi gerektiğini zanneden her insan beni duygulandırır. Asıl sevginin karşılıksız olduğunu kıymeti olan sevginin de çok değil güzel sevmek olduğunu anlatacağım.
Sevmenin insandaki öğreticisi sevilmektir. Güzel sevebilen insanların güzel sevildiğine şüphe etmeyin. Sevilmek anne kucağında, annenin şefkatli kollarında, koruyucu meleğimizin gölgesinde başlar.
Tıpkı bir çocuk gibidir sevmek. Kuraksız toprakta direnen çiçeğe su verebilmektir...Bırakın dokunmayı bakan bir çift gözünden sakınmaktır sevmek. Ondan vazgeçmek için hiçbir münasebetin kafi kalamayışıdır sevmek. Yalnızca varlığıyla avunabilmektir. Tıpkı bir babanın kanatları gibidir sevmek,hırpalamadan koruyabilmek için çırpınan kanatlar...
Böyle sevilen kaç kişiyiz diye sorup incitmek istemem sizi. Zarif ruhunuzu sızlatmadan sorayım o halde. Hangimiz böyle sevebildik? Hangimiz memleketinin kutsal topraklarını, bayrağını,çocukluğunu, annesini, kız kardeşini, öğretmenini, biricik eşini hatta kendini böyle sevebildi? Sevmeye cesaret edebilen kaç yürekliyiz çivisi çıkmış dünyanın sevgisizlikle bezenmiş cerihamında?
Biz sevilmedik ki nasıl seveceğimizi bilmiyoruz diyenlerin varlığından eminim.Biz acılarını ruhuna prangalayan insanlara veririz bu cümlenizi bir nebze teselli etsin diye.Çocuğunuza, eşinize, bahçede soldurduğunuz çiçeğinize bu cümleler size sunulduğu gibi sunulmasın istiyorsanız hiçbir şey için geç değil. Toprağı avuçlarınızda hissedebiliyorsanız, sevdiğiniz insanın kokusuyla ciğerlerinizi son nefesiniz gibi doldurabiliyorsanız, sevdanıza hasretlik çekerken gözyaşlarınızı bir testide biriktirmeyi gözünüz kesiyorsa, eğer anne olduysanız ve o muhteşem sevgi sizden dolup taşıyorsa, baba olduğunuzu ilk öğrendiğinizde aklınıza gelen ilk soru kız mı erkek mi değilse , doğru olanın en başta kendini sevebillmek olduğu fikrine katılıyorsanız, sevilmekten çok sevmenin iyileştirdiğini duyduysanız, Atilla İlhan'ı tanıyorsanız hiçbir şey için geç değil.