Kardiyoloji Uzmanı Dr. Nermina Alagiç, kalp rahatsızlıklarının gece saatlerinde ortaya çıkma riskinin arttığını belirterek, özellikle 03.00-07.00 saatleri arasında kalp krizi veya ritim bozukluğu tehlikesinin yükseldiğini açıkladı. Dr. Alagiç, bu durumun temel nedeninin vücudun biyolojik saati olan sirkadiyen ritim olduğunu söyledi. Sirkadiyen ritim, vücudun uyku, uyanıklık ve hormon salgısı gibi süreçlerini düzenler. “Bedenimiz sabaha karşı, uyanmayı kolaylaştırmak ve günün stresini atabilmek için kortizol ve katekolamin isimli adrenalin benzeri hormonları salgılar. Bu hormonlar tansiyonu ve nabzı yükseltir, pıhtılaşmayı artırır ve damarları daraltır. Dolayısıyla özellikle damar tıkanıklığı olan hastalarda kalp krizi riski bu saatlerde artar” dedi.
Sirkadiyen ritmin bozulmasının kalp damar sistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğine dikkat çeken Dr. Alagiç, gece vardiyasında çalışanlar, sık sık farklı zaman dilimlerine seyahat edenler veya düzensiz uyuyan kişilerde riskin daha yüksek olduğunu belirtti. Uyku düzensizliği, düzensiz beslenme ve artan stres hormonları, uzun vadede kalp hastalıklarının tetikleyicisi olabiliyor. Dr. Alagiç, “Tütün kullanımı, hareketsiz yaşam, yüksek kolesterol ve obezite gibi risk faktörlerini en aza indirerek sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla kalp sağlığımızı korumalıyız” uyarısında bulundu.
Kalp krizinde müdahale zamanının hayati önem taşıdığını vurgulayan Dr. Alagiç, “Gece saatlerinde başlayan kalp krizi semptomları göz ardı edilmemeli ve zaman kaybetmeden sağlık merkezine başvurulmalıdır. Belirtiler arasında göğüste sıkışma, baskı veya yanma tarzında ağrı; ağrının sol kola, çeneye veya sırta yayılması; nefes darlığı; soğuk terleme; baş dönmesi veya bayılma; çarpıntı ve panik hissi yer alır. Hastalar ambulans çağırdıktan sonra efor sarf etmemeli, bedeni zorlamamalıdır. Eğer hasta yalnızsa, dış kapının açık bırakılması müdahalenin gecikmemesi için önemlidir” dedi.
Gece kalp krizlerinin bir diğer tetikleyicisi olarak uyku apnesine dikkat çeken Dr. Alagiç, “Uyku boyunca üst hava yolunda tekrar eden tıkanmalar ve nefes duraklamaları kalp rahatsızlıklarını tetikleyebilir. Uyku apnesi, kalp damar sağlığı için ciddi bir tehdittir ve mutlaka tanı alıp tedavi edilmelidir” diye ekledi.
Kalp sağlığını korumak ve gece saatlerinde riskleri azaltmak için bazı öneriler öne çıkıyor: Her gün aynı saatte uyuyup uyanmaya özen gösterilmeli, yatmadan önce ağır yemekler, alkol ve kafein tüketiminden kaçınılmalı. Fiziksel aktivite genel sağlık için önemli olsa da uyku saatine yakın yoğun egzersizlerden uzak durulmalı. Stres yönetimi teknikleri olarak nefes egzersizi ve meditasyon gibi uygulamalar günlük yaşamın gerginliğini azaltabilir. İlaç kullanan, özellikle gece hipertansiyonu olan kişiler ilaç dozlarına dikkat etmeli, uyku bozukluğu olan hastalar ise polisomnografi (uyku testi) ile değerlendirilmelidir.
Dr. Alagiç, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kalp sağlığını korumada hayati önem taşıdığını belirterek, “Gece saatlerinde gelişen kalp krizleri, sadece hayatta kalmak için değil, kriz sonrasında kalp yetmezliği yaşamamak için de hızlı müdahale gerektirir” dedi. Bu nedenle, kalp hastalarının belirtileri görmezden gelmemesi ve riskleri en aza indirerek yaşam tarzlarını düzenlemesi büyük önem taşıyor.
Gece kalp krizleri ve ritim bozuklukları konusunda farkındalık artırmak, düzenli uyku ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını sürdürmek, kalp sağlığını korumak için kritik öneme sahip.
Haber Merkezi