Mahkeme, zincirleme cinsel istismar suçunu doğruladı; sanığın bankadaki göreviyle ilgili resmi açıklama yapılmadı.
İstanbul Kadıköy’de özel bir bankada üst düzey yöneticilik yapan Bülent S., akrabasının 9 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, olayların sistematik ve bilinçli şekilde gerçekleştiğini belirterek “Çocuğun anlatımı tutarlı ve çelişkisiz” ifadelerine yer verdi.
Mağdur D.A., ifadesinde sanığın kendisini birçok kez yalnız yakaladığını, kapalı kapılar ardında fiziksel temaslarda bulunduğunu ve tehditkâr sözlerle korkuttuğunu anlattı. Özellikle banyoda yaşanan olaylar, mahkeme ve kamuoyu için en çarpıcı detayları oluşturdu. Küçük kız, “Işığı kapattı, sonra açtı. Üzerime geldi. Çok korktum ama kimseye anlatamadım” dedi.
Mahkeme, sanığın davranışlarının tekrarlayan nitelikte olduğunu ve çocuğun fiziksel sınırlarını sistematik biçimde ihlal ettiğini vurguladı. Olayların sadece bir kereye mahsus olmadığı, çocuğun beyanları ve tanıklıklar üzerinden yapılan değerlendirmeyle “zincirleme suç” olarak nitelendirildi.
İstismar olayları, D.A.’nın annesi T.E. tarafından ancak terapi sürecinde öğrenilebildi. Küçük kız, annesine “Sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme” diyerek yaşadıklarını açtı. Psikolog raporu, çocuğun anlatımlarının manipülasyondan uzak ve duygusal olarak içten olduğunu ortaya koydu.
Gerekçeli kararda, D.A.’nın ifadelerinin yaşına uygun, mantıklı ve çelişkisiz bir akış içinde olduğu vurgulandı. Mahkeme, “Mağdurun beyanları olay sıralaması, detay ve duygusal aktarım açısından gerçeğe uygundur. Ezberletilmiş ya da yönlendirilmiş izlenimi yoktur. Sanığın savunması ise çelişkili ve ikna edici olmaktan uzaktır” ifadelerine yer verdi.
Mahkeme, Bülent S.’ye verilen 10 yıllık hapis cezasında herhangi bir indirim veya erteleme uygulamadı ve sanığın tutukluluğunun devamına hükmetti. Ancak sanığın yargılama süresince bankadaki görevini sürdürüp sürdürmediğine dair resmi bir açıklama yapılmadı.
Dava sürecinde kamuoyunun tepkisi yoğun şekilde büyüdü. Sosyal medyada birçok kullanıcı, bankanın ve sektördeki yetkililerin suskunluğunu eleştirerek “Bu nasıl suskunluk?” yorumları yaptı. Olay, Türkiye’de özel bankalardaki yöneticilerin sorumlulukları ve istismar karşısındaki duyarlılığı konusunda yeniden tartışma başlattı.
Mahkeme kararı, hem adliye koridorlarında hem de toplumda şok etkisi yarattı. Uzmanlar, çocuk istismarının gizlenmesinin uzun süreli psikolojik etkiler doğurabileceğini ve toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğini vurguladı.
Haber Merkezi