Türkiye’de son yıllarda “yerli ve milli” sloganıyla tanıtılan üç büyük proje olan KAAN savaş uçağı, ALTAY tankı ve TOGG otomobili hakkında yeni tartışmalar gündeme geldi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın KAAN’a ilişkin yaptığı motor açıklaması, projelerin stratejik teknolojilerde dışa bağımlılığını gözler önüne serdi. Muhalefet temsilcileri ve uzmanlar ise tam bağımsızlık için motor teknolojisinin yerli olarak geliştirilmesinin şart olduğunu vurguluyor.
KAAN: Uçamayan savaş uçağı
Türkiye’nin F-16’ların yerine geliştirdiği beşinci nesil savaş uçağı KAAN için en büyük sorun motor konusu oldu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, motor lisansının ABD tarafından onaylanmadığını ve bu nedenle üretimin durduğunu açıkladı. Bu gelişme üzerine, KAAN’ın henüz kendi yerli motorunu kullanamadığı ve proje takviminin riske girdiği tartışmaları alevlendi.
26 Temmuz 2025’te Endonezya ile 48 adet KAAN satışı için imza atılmıştı. Törende Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, TUSAŞ Başkanı Ömer Cihad Vardan ve Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin de hazır bulunmuştu. Ancak motor belirsizliği, ihracat sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda soru işaretleri yaratıyor.
TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu, birkaç ay önce yaptığı açıklamada KAAN’ın F-35’ten daha ileri özelliklere sahip olduğunu savunmuştu. Demiroğlu, uçağın iki motorlu yapısı ve 200 kilometre menzilli radarının üstünlük sağlayacağını dile getirmişti. Ancak bugün gelinen noktada motor sorunu nedeniyle uçağın seri üretime geçememesi kamuoyunda eleştirilere yol açtı.
ALTAY: Tank Palet tartışması ve motor engeli
ALTAY tankı da benzer bir kaderi paylaşıyor. Sakarya’daki Tank Palet Fabrikası, 25 yıllığına Katar ortaklığına devredilince muhalefet bu süreci “stratejik kayıp” olarak değerlendirmişti. ALTAY tankının motorunun Alman üretici tarafından sağlanacağı açıklanmış, ancak Almanya’nın ihracat kısıtlamaları nedeniyle motor tedarik edilememişti.
Bugün hâlâ motor sorunu çözülemediği için ALTAY’ın seri üretime geçememesi tartışma konusu olmaya devam ediyor. Muhalefet temsilcileri, “Motor yoksa tank da yok” diyerek sürecin başarısız yönetildiğini öne sürüyor.
TOGG: Ne kadar yerli?
Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG da motor ve batarya tedariki nedeniyle eleştirilerin odağında. “Yerli ve milli” vurgusuyla tanıtılan aracın motorunun Alman Bosch tarafından üretildiği, bataryasının ise Çinli Siro’dan temin edildiği biliniyor.
Ayrıca aracın tasarımı İtalyan Pininfarina’ya, şasi sisteminin İngiliz Mira’ya, entegrasyon sürecinin ise Alman Edag şirketine ait. Bu durum, TOGG’un yerli üretim oranı konusunda kamuoyunda tartışma yaratıyor. Yetkililer, projenin zamanla yerlilik oranının artırılacağını belirtse de muhalefet, mevcut durumda aracın “tamamen yerli” olarak tanıtılmasını yanıltıcı buluyor.
Muhalefetten sert eleştiriler
CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, tam bağımsızlık için motor teknolojisinin Türkiye’de geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Uçağı da tankı da yapsanız motoru dışarıdan alıyorsanız bağımsız olamazsınız” dedi.
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç ise hükümeti kamuoyunu yanıltmakla suçladı: “Seçim vaadi olarak kamuoyuna algı yaratmak için verilen yanlış bilgiler bu gerçekliği ortadan kaldırmıyor.”
Muhalefet temsilcilerine göre, motor sorunu çözülmeden Türkiye’nin savunma sanayiinde tam bağımsızlıktan söz etmesi mümkün değil.
KAAN, ALTAY ve TOGG gibi projeler, Türkiye’nin savunma ve teknoloji alanındaki en iddialı girişimleri arasında yer alıyor. Ancak motor ve batarya gibi stratejik bileşenlerde dışa bağımlılık, bu projelerin geleceğini belirsiz kılıyor. Uzmanlara göre, kritik teknolojilerde yerli ve milli üretimin sağlanması, Türkiye’nin tam bağımsızlık hedefi açısından hayati öneme sahip.
Derleyen:Haber Merkezi