Tarih: 01.09.2025 16:08

Boğaziçi Kampüsünde İşlenen Cinayet, Sosyal Medyada 'Mağduru Suçlama' Krizini Başlattı

Facebook Twitter Linked-in

Boğaziçi Üniversitesi Kampüsündeki Cinayet, Mağdurun Suçlanması Tartışmasını Alevlendirdi

Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü'nde 15 yaşındaki Hilal Özdemir'in 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından silahla öldürülüp ardından katilin intihar etmesi, tüm Türkiye'de infial yarattı. Olayın ardından sosyal medyada geniş yankı uyandıran tartışma, özellikle bazı yorumcuların mağduru suçlayan söylemleriyle farklı bir boyut kazandı. Bu yorumlar, 'mağdur suçlama' eleştirileriyle karşılanırken, toplumda kadına yönelik şiddet ve cinsiyetçi bakış açısı yeniden tartışmaya açıldı.

Olay, 24 adet suç kaydı bulunan Ayberk Kurtuluş'un kampüs içerisinde Hilal Özdemir'i silahla vurarak öldürmesiyle başladı. Yaşanan bu vahim durum, kısa sürede sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri haline geldi. Ancak, olayın vahametine odaklanmak yerine, bazı yorumcuların kurbanın giyimi ve yaşına dair yaptığı açıklamalar, tepkilerin hedefi oldu.

Gazeteci ve yazar Sevda Türküsev, paylaştığı bir videonun altına yaptığı yorumla dikkatleri üzerine çekti. Türküsev, 'Şu kız hiç 15 yaşında duruyor mu?' diyerek başladığı açıklamasında, aileleri çocuklarını yaşına göre büyütmeye davet etti. Özdemir'in bir spor faaliyetinde ya da evde olması gerekirken 20 yaşında bir erkekle ilişki kurmasını 'sosyolojik bir vaka' olarak nitelendiren Türküsev, genç kızın görünüşünün davranışlarını etkilediğini ve bu durumun 'hatalar zincirine' yol açtığını savundu. Bu yorumlar, sosyal medya kullanıcıları tarafından 'cinayeti meşrulaştırma çabası' ve 'mağduru suçlama' olarak değerlendirildi.

Türküsev'e yönelik tepkiler çığ gibi büyürken, yapılan yorumlarda 'Bir çocuk öldürülmüş, hâlâ çocuğun kıyafetiyle, görünüşüyle uğraşıyorsunuz. Suçlu çocuğun değil, katilin' ifadeleri öne çıktı. Sosyal medyada birçok kullanıcı, cinayetin ardındaki asıl sorunun kadınların giyiminden çok, katilin 24 suç kaydına rağmen neden hala serbest dolaştığı olduğunu sorguladı. Yapılan yorumlarda, 'Namusu, ahlakı her şeyi kadınla bağdaştırmaktan bıkmadınız mı?' ve 'Asıl çürümüşlük senin kafanın içinde' gibi ifadelerle Türküsev'in yorumlarına sert tepki gösterildi.

Bu trajik olay ve ardından gelen tartışmalar, Türkiye'de kadın cinayetleri ve cinsel şiddet vakalarında sıkça karşılaşılan bir sorunu, mağdurun suçlanması sendromunu bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar, bu tür durumlarda toplumun ve medyanın odağını mağdurun davranışlarından uzaklaştırıp, asıl sorumlu olanın eylemlerine ve bu eylemlere zemin hazırlayan toplumsal koşullara çevirmesi gerektiğini vurguluyor.

Olay, yasal sistemdeki boşlukları ve toplumsal cinsiyet eşitliğine dair süregelen problemleri de bir kez daha gözler önüne serdi.

Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —